Emekli makine teknisyeni Hanefi Efe'nin eski merakı binlerce eski saatin sahibi yaptı. Burhaniye de ütüden elektrikli sobalara kadar onlarca aletin tamirini yapan Efe, dükkanını eski eşyalarla doldururken, binin üzerinde eski saatin de sahibi oldu.

Muğla'nın Fethiye ilçesinde, makine imalatı yaparken emekli olan makine teknisyeni Hanefi Efe, 15 yıl önce Burhaniye'ye taşındı.1,5 yıl önce Taylı Caddesinde dükkan açan 66 yaşındaki Hanefi Efe, bir taraftan eski eşyalar satarken, bir taraftan da elektrikli ev aletleri tamiri yapıyor. Efe'nin 1970 yıllarda başlayan eski saat merakı devam ederken, binin üzerinde köstekli, kurmalı ve otomatik saatin sahibi oldu. Eski saatlere gözü baktığını anlatan Efe, işini severek yaptığını söyledi. Saatleri çok sevdiğini anlatan Hanefi Efe, “1970 den sonra hakikaten bana bir heves geldi. Bunları toplamaya başladım. Sayılarını tam bilmiyorum. Ama binin üzerinde saat var. 400-500 tane köstekli var. 700-800 tane kurmalı kol saatleri ve otomatik saatler var. Serkisoflar var. İşte mesela elimde bir tane masa saati var. Masa saati bana söylenene göre 1860'da üretilmiş. Çok eski ama, çalışıyor. Yani sandık ürünü. Kendim makine imalatçısıyım, ama bunları eskiden beri çok sevdiğim için topladım. 2010'dan sonra Burhaniye'ye geldim. Burhaniye'de bu işin açık olduğunu gördüm. Bunlarla uğraşmaya başladım. Sevdikçe kendimi bunlara adamış oldum. Sadece saat değil tamirat işleri yapıyorum. Bu saatlerin tamirlerini, silimlerini, bakımlarını yaptırıyorum. Aynı çocuğuz gibi. Biz arada sırada satıyoruz. Sevenler geliyor buraya. Almaya gelenler satmaya gelenler oluyor. Ama, bu iş para ile değil hakikaten gönül işi. Yani sevmesen bu işi yapamazsın. Biz de zaten 65 yaşını geçtik. Bundan sonra bizi bu işi takip edecek bu işi yapacak elamanda bulamıyoruz. Sıkıntı da orada. Burada bu işin temizliği var. Bakımı var. Bizden sonraki geleceklere bunu aktarmak için biraz bu konuda sıkıntımız var. İnşallah, birisi gelirde bizden sonra bu işi devir alırda devam ettirir. Nesilden nesle inşallah, bu işi devam ettirir. Bilmiyorum biz bu kadar, elimizden geldiğince çalışıyoruz. Hakikaten ben zevk alıyorum. Bu işin tozu var. Zahmeti var. Ama, ayrı bir zevki var. Ayrı bir tadı var. Bizim kuşaklar da öldükten sonra inşallah, bunları devam ettiren bir nesil de inşallah olur”.
(İHA)