SS. Doyran Mahallesi Tarımsal Kalkınma Koop. Başkanı ve Edremit Belediye Meclis üyesi Hasan Güçlü Sakallı, Zeytinyağı fiyatları ile ilgili çarpıcı bir yazıyı kaleme aldı.. Zeytinyağındaki fiyat yükselişinin sunni ve kasıtlı yapıldığını dile getiren Sakallı, üretimde rekor kırıldığı halde fiyat yükselişi olduğunu söyledi.
Zeytinyağı fiyatları ve 2023-2024 yılı rekoltesi ile geçen yıldan devir olacağı iddia edilen zeytinyağı miktarları üzerine günlerdir bir sürü açıklama yapılıyor. Bu açıklamalardan ve hangileri doğruyu yansıtıyor hangileri üreticide, hangileri tüketicide stres yaratan açıklamalar ayırt etmek biraz matematik bilgisi olanlar için zor değil aslında! Mesela bu açıklamalarda çok duyduğumuz bir "SÜBVANSE" kelimesi var. Yuvarlak yuvarlak açıklamalar yapıp bu kelimeyi cümle içinde kullanan ama ne demek istediğini kendisi dahil kimsenin anlamadığı açıklama yapmış olmak için yapılmış açıklamacılar var mesela.
Ben fiyata dair ileriye dönük yükselecek yada düşecek diye bir yorum yapmayı şuan için doğru bulmuyorum. Neden, çünkü geçen yılı düşünün üretimde rekorların kırıldığı bir yıldı, ihracat yasak değildi ama bütün bunlara rağmen fiyat yükselişi vardı. Bu yükselişin sunni ve kasıtlı yapıldığını söyleyebilirim ama. Amaç bu yıl için tüketicinin ekonomik olarak aşırı yüksek fiyattan dolayı zeytinyağı elde etmesini ve tüketimi azaltarak iç piyasada satışı düşürerek küçük firmaları oyun dışı bırakmak, üreticide fiyatın daha da yükseleceği beklentisi oluşturup ürünü elinde tutmasını sağlayarak ihracatçıya ürün tedariğinda sorun yaşatmak, tüm sektörü bir lira harcamadan domine etmek ve düşük fiyattan stoklarını dolduran İtalya ve İspanyanın pazarına Türkiyenin girmesini engellemekti. Ve başarılı oldu yine bu plan, Türkiye üretim rekoru kırdığı dönemde pazar payını arttırmak yerine İtalya ve İspanyanın bu yıl için planladıkları stoklarını ucuz fiyattan doldurmasına yardımcı oldu, elindeki zeytinyağını ucuza ihracatta rekorlar kırıyoruz süslü cümleleri ile haberleştirip satılmasını bir de alkışlattılar insanlara... Bu plana hizmet edenlerin açıklamalarını okuyoruz son bir haftadır. Kimi ihracata da iç piyasaya da yetecek miktarda (410.000 ton) zeytinyağımız var diyerek piyasayı rahatlatmaya çalışıyormuş gibi görünüp piyasadaki stresi daha da arttırıyor, kimi sübvanse diye bir kelime duymuş bir yerlerden belli ki onu cümle içinde kullanabilmek için saçma sapan, ne dediği belli olmayan açıklamalar yapıp arada külah kapma derdinde.
Sübvanse evet çözüm ama bu dayı bu kelimeyi birinden duymuş, o da millete satıyor. "Devlet sübvanse yapsın" derken bu sübvansenin kime yapılması gerektiğine dair hiçbir şey söylemiyor. Kime yapılacak bu sübvanse, çiftçiye mi, tüccara mı, ihracatçıya mı, tüketiciye mi bi bunu konuşsana mübarek..! Ama olur mu o zaman piyasada kaos yaratıp nasıl ucuza ürün kapatacaksınız, nasıl 5-10 lira komisyon için tüm sektörü allak bullak edeceksiniz değil mi?!? Neymiş 180.000 ton rekolte varmış bu yıl, 180.000 ton da geçen yıldan devir olmuş, Suriye'den gelecek 40.000 ton ve bozulan sofralık zeytinlerin sıkımından gelecek de 10.000 ton varmış eder size 410.000 ton... Şimdi bu miktarın ne kadarı sızma zeytinyağı, ne kadarı natürel birinci ve rafinajlık açıklamalarında bundan bahseden acaba neden bir tane bile monşer zeytinci yok! Ki ortada böyle bir miktarın olmadığını da 2 ağaç zeytini olan köylü Mehmet dayı da bilir bu yıl...410.000 ton zeytinyağı var diyenler burayı iyi okusunlar, bu yıl maksimum 10.000-15.000 ton civarında bir sızma zeytinyağı üretimi olur, 50.000-60.000 ton natürel birinci, 25.000-30.000 ton civarı da rafinajlık zeytinyağı üretimi ile 100.000 ton (+-10.000) bir üretim olur. Geçen yıldan devir 50.000 tonu geçmez, salamura zeytinlerden üretilecek miktar da 2500 tonlarda kalır. Yani total de 150-160.000 ton bir yağ olur depolarda. Öyle 180.000 ton devir var geçen yıldan diyebilmek için Türkiyenin 180.000 ton depolama kabiliyeti var mı yok mu ona bı bakın! Uygun koşullarda depolama kabiliyeti olmadığı için Türkiye dökme zeytinyağı ihracatı yapmaya devam etmektedir. Fiyat dalgalanmalarını minimize etmek için esnek destek politikasına geçilmelidir. Nedir esnek destek politikası? Bu yıl üretici kazanıyor mu, evet son 2-3 yıldır üretici kazanıyor. Bu yıl 10 Euro bandında seyreden Avrupa fiyatlarıyla denk gidiyor fiyatlar. Öyleyse bu yıl desteklenmesi gereken üretici değil, tüketicidir. Dünya pazarında söz sahibi bir ülke olmakngibi bir hedef koyduysak dünyada üretimin en düşük olduğu geçen sene ihracatcıya ambalajlı satış için teşvik verilmeliydi. Kolaya kaçan ve katmadeğeri düşüren dökmeciye fon getirilmesi doğruydu fakat eksikti. Buradan elde edilen fon ile katmadeğer yaratan ambalajlı ihracatçı için bir teşvik desteği oluşturulmalıydı. DİR mutlak suretle gerekli düzenlemeler yapılarak uygulanmalı... Ama en önemlisi Türkiye olarak zeytinyağı depolama ve saklama kapasitemizi 1.000.000 tonun üzerine çıkartmak zorundayız...
Var yılı ve yok yılı olan bir tarımsal ürünün tedariğinde sorun yaşamamak, bu fiyat dalgalanmalarını en aza indirmek ve bu fiyat dalgalanmalarından beslenen fırsatçı al-satçıları ortadan kaldırmak için uygun koşullarda bu ürünleri depolamak mecburidir. Bunun için de lisanslı depolar bir zorunluluktur. Şimdi bu bilgilerden yola çıkarak Edremit'te lisanslı depo neden yok, kimler, neden yıllardır dile getirmedi, getirilmesini de engelledi sorularını siz cevaplayın. Bakalım hangi isimlere ulaşacaksınız..!
Bu matematiği yapamayanlara, kendi ticareti için sektörü bulandıran açıklamalar yapmaktan çekinmeyenlere, sektörün ağalarına hizmet etmek için onların lehine açıklama yapanlara itibar etmeyin! Sübvansenin de devlet desteği demek olduğunu bilmiyorsanız öğrenin b'olum, cahilmisiniz! (Hüseyin Tülek)
Yorum yapın