Balıkesir Tabip Odası 5 Şubat Çarşamba günü saat 13:30’da gerçekleştirdiği basın açıklamasında “2025 yılı 14 Mart Tıp Haftası AŞI konulu İlkokul öğrencilerine yönelik resim yarışması ve Ortaokul ile Liseler arası kompozisyon yarışması İl Milli Eğitim Müdürü tarafından uygun görülmedi” dedi.
Balıkesir Tabip Odası yaptığı basın açıklamasında; “Resim ve Kompozisyon yarışmalarında ne aşamaya geldiğimizi kamuoyuna duyurmak için toplanmış bulunuyoruz” sözlerine dikkat çekti.
Tabip Odası açıklamada şu konulara yer verdi;
“Tabip Odamızca 14 Mart Tıp Haftalarında geleneksel olarak, halk sağlığı ile ilgili belirlenen bir konuda; çocuklarda, ailelerinde ve toplumda farkındalık yaratmak amacı ile yapılan Resim ve Kompozisyon yarışmalarında ne aşamaya geldiğimizi kamuoyuna duyurmak için toplanmış bulunuyoruz.
Koruyucu sağlık hizmetleri teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin bir arada verildiği, bireylerin hizmete kolayca ulaşabildikleri, düşük maliyetle etkin ve yaygın sağlık hizmeti sunumudur. Tedavi Hizmetleri ise pahalı bir yöntemdir.
27 Mayıs 1928 tarihinde kurulan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü 1990’lı yıllara toplam 18 farklı tip aşı üretilmekteydi.
Türkiye’de 1931’den 1996 yılına kadar tetanos ve difteri aşıları Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünde üretilmiştir. Enstitüde 1937’de kuduz aşısı üretimi başladı. 1942 yılında tifüs aşısı ve akrep serumu üretimi başlarken 1947’de Biyolojik Kontrol Laboratuvarı kuruldu. 1950’ye gelindiğinde Türkiye’deki influenza laboratuvarı Dünya Sağlık Örgütü tarafından Uluslararası Bölgesel İnfluenza Merkezi olarak tanındı ve influenza aşısı üretimine geçildi. 1968’de kurulan serum çiftliğinde tetanos, gazlı gangren, difteri, kuduz, şarbon akrep serumları da üretilmiştir. 1976’da kuru BCG aşısının deneysel üretimi başladı, 1983’te de kuru BCG aşısı üretimine geçildi. Ülke de hastalıkların yok olması ile 1971’de tifüs, 1980’de çiçek aşısı üretimi sonlanmıştır.
Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün çağa uygun teknolojilerle yenilenmemesi sonucu olarak; 1995 yılında Semple tipi kuduz aşısı, 1996’da DBT üretimi durduruldu, 1998 yılında eski teknoloji ile üretilen BCG aşısı üretimine, ekonomik olmaması nedeniyle son verilmiştir.
Sonuç olarak Refik Saydam Hıfzıssıhha Kurumu’nda aşı üretiminin durdurulduğu 1998 yılından beri Türkiye’de lisanslı bir aşı üretilmemektedir. Aşı üretiminin sona ermesinden sonra, aşıların satın alınarak temin edilmesine başlanılmıştır.
Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi, ne yazık ki 2 Kasım 2011 tarihinde kapatılmıştır. Yerli ve milli olmak bu mudur?
AŞI KARARSIZLIĞI/REDDİ
Aşı karşıtlığı en büyük sağlık tehditlerinden biridir, Son 10 yılda sorun haline gelmiştir.
Aşı kararsızlığı/reddi Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2019’da dünyayı tehdit eden 10 küresel sorundan biri olarak nitelenip, ülkemiz için bilinen son güncel aşı reddi vaka sayısı 23 bindir. Bakanlık aşı karşıtlığına ait sayıyı ‘sır’ gibi saklıyor ve açıklamıyor.
Ülkemizde Birinci basamak sağlık örgütlenmesinin değişmesi sağlık örgütü ve halk arasında ortaya çıkan güven sorununun, aşı kararsızlığı/reddini ülkemiz için bir halk sağlığı sorununa dönüştürmüştür.
Ülkemizde aşıyı reddeden ailelerin sosyodemografik özelliklerinin araştırıldığı bir çalışmada ise aşıyı reddetme nedenleri arasında aşının çocuklar için tehlikeli olabildiği ve aşılara güvenmeme; aşıların faydasının olmadığı inancı ve doğal bağışıklığın daha iyi olduğu düşüncesi ilk üç neden olarak belirlenmiştir
Aşıyı reddeden ailelerin sosyo-demografik açıdan araştırıldığı başka bir çalışmada ise bu ailelerin yenidoğan genetik tarama testlerini de reddettiği, alternatif tedavi yöntemlerine modern tıptan daha fazla yöneldiği, proflaktik D vitaminini daha düzensiz kullandıkları, düşük gelir ve eğitim seviyesine sahip olduğu saptanmıştır.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) infodemiyi, bilgi kirliliği oluşturarak; kolektif travma yaratmak, toplumların psikolojisini bozmak, toplumsal bağışıklığı, direnci, güveni veya tepkiyi ortadan kaldırarak; insanların ve toplumların ruh ve beden sağlığını bozmayı amaçlayan bir salgın türü olarak tanımlamıştır.
Alternatif tıp Aşı karşıtı açıklamaların ardından aşının yerini alabilecek diyet ürünleri ve tedavi yöntemlerini ortaya koyan, hiçbir destek ve çalışma olmaksızın sadece deneyime dayalı olarak uygulanan alternatif tıp alanında ünlü isimlerin daha fazla para kazanmak ve kendi alanlarında isim yapmak için aşılara karşı çıkmalarının yanı sıra, hiçbir bilimsel dayanağı olmaksızın aşının kısırlık başta olmak üzere birçok soruna yol açtığını iddia ederek, toplumu negatif yönde etkilemiş ve bu şekilde aşısız ve aşı karşıtı grupların sayısını büyük oranda artırmışlardır.
Sağlık Bakanı tarafından sayıları 2 bin 361’e ulaştığı açıklanan GETAT ünitesi ile 79 adet GETAT(Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp) uygulama merkezinin faaliyetleri derhal durdurulmalı ve en kısa sürede faaliyetleri durdurulmalıdır.
Yeni Yönetmelik ile 1. Basamağa getirilmek istenen bu yöntemler ile fitoterapi merkezine çevirme uygulaması derhal geri çekilmelidir.
TÜRKİYE’DE AŞIYI REDDEDEN AİLE SAYISI;
2011 yılında 183 iken, 2013’de 913, 2015’te 5 bin 091, 2016’da 10 bin, 2017 yılında 23 bindir. Bugün gelinen noktada aşı reddinin 100 binlere yaklaşmıştır.
Türkiye’de 2021 yılında 51, 2022’de 125 olarak kayda geçen kızamık vaka sayısı 2023’te 4 bin 959’a yükselmiştir. Bunun en büyük nedeni de aşı tereddüdü ve aşı reddi olarak gösterilmektedir.
Sağlık Bakanlığı tarafından Eylül 2024 tarihinde yayımlanan verilere göre, Türkiye’de beş altı ölüm hızı (5YAÖH) 2022 yılında binde 11,1 iken, 2023 yılında binde 14’dür.5YAÖH; (BEŞ YAŞ ALTI ÖLÜM HIZI)
Bir ülkede yalnızca sağlık hizmetlerinin değil, aynı zamanda sağlıklı olabilmek için gerekli olan toplumsal koşulların (yeterli ve dengeli beslenme, sağlıklı konut, yeterli temiz içme ve kullanma suyu vb.) var olup olmadığını, toplumun üyelerinin bu gereksinimlerinin karşılanıp karşılanmadığı ortaya koyan, uluslararası düzeyde kullanılan üç göstergesinden biridir.
Çocuğun üstün yararı ilkesi, çocukların fiziksel, zihinsel, sosyal ve duygusal ihtiyaçlarını dikkate alarak, onların sağlık, eğitim, güvenlik, korunma ve diğer temel ihtiyaçlarının karşılanmasını amaçlar. Bu ilke, çocukların her türlü kötü muameleden, istismardan ve ihmal edilmelerden korunmasını sağlar.
Çocuğun üstün yararı ilkesi doğrultusunda Yapılmayan aşıların toplumun veya topluluğun sağlığını tehdit edeceğinden hareketle Sağlık Bakanlığınca Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 89’uncu maddesinde değişiklik yapılması sorunu çözecektir.
Anayasa’nın 56. maddesi, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu belirtir. Devlet, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemekle yükümlüdür.
Tabip Odamız Anayasa'nın 135. maddesinden gücünü alan ve bu kanuna göre kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşudur. Meslek kuruluşları “devlet hiyerarşisi altında bulunmayan özerk kuruluşlardır.
6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasasının 4. maddesi Tabip Odamıza “ halk sağlığını korumak ve geliştirmek”, “halk sağlığı ve tıp mesleği ile ilgili konularda resmi kurumlarla işbirliği yapmak ve yardım sağlamak” ile ilgili görev yüklemektedir.
Bu kapsamda Balıkesir Kent Konseyi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliği içerisinde 14 yıldır İlkokullar arası Resim, 7 yıldır Ortaokul-Liseler arası Kompozisyon yarışması düzenleyerek farkındalığın arttırılmasına ve halk sağlığına katkıda bulunulmaktadır.
Daha önce Beslenme, Sağlıkta Şiddet, Hastanelerimiz, Zararlı alışkanlıklar, son 3 yılda ise sırası ile 1- Çocukların ve Gençlerin gözüyle Karantina, 2- Maskeli Yaşam, 3-Organ bağışı tema olarak belirlenmiştir.
Bu yıl, teması “AŞI” olarak belirlenen Resim ve Kompozisyon yarışması İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 30.01.2025 tarihli yazısı ile “eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yoğunluğu nedeni ile” talebimizin uygun görülmediğini öğrenmiş” bulunmaktayız.
İl Milli Eğitim Müdürüne ve Müdürlüğüne sormak istiyoruz;
1-Yıllardır yoğun olmayan eğitim öğretim faaliyetlerinde 2025 yılında olağan dışı bir yoğunluk mu oluşmuştur?
2- Yarışmalarımızın konusunun “AŞI” olması nedeni ile mi uygun görülmemiştir? Aşı kararsızlığı/ karşıtlığı/reddinin giderek arttığı ülkemizde açıkça belirtebilir misiniz? Aşıya mı karşı mısınız?
3-ÇEDES Projesi kapsamında Milli Eğitim Bakanlığınca farklı kurum-kuruluş-vakıf ve derneklerle (Sivil Toplum Kuruluşları olarak belirtilen) yapılan protokol ve projeler hangi kapsamdadır ve eğitim/ öğretim faaliyetlerinin yoğunluğunu etkilememekte midir?
4-Koruyucu sağlık hizmetlerinin olmazsa olmazı küresel aşı programları ile son 50 yılda 154 milyon insanın hayatını kurtarılmıştır. Ülkemizde TİFÜS ve ÇİÇEK, Aşı kampanyaları sonucu 1997 yılından beri ÇOCUK FELCİ görülmemektedir. Yaşama tutundurulan bu insanların 101 milyonu bir yaşından küçüklerdir.
İlimizde sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların gönüllü olarak yer alarak hizmet verdiği ve 600’ün üzerinde Genel Kurul üyesi bulunan Balıkesir Kent Konseyi ile ortak yıllardır yürütülen bu çalışmaya yazdığınız resmi yazı ile neden engel olmaktasınız?
Kamuoyuna duyurulur.05.02.2025”
Haber: Ceren ÖZDEN
Yorum yapın