Balıkesir İl Sağlık Müdürü Serkan Kadir Keskin, Lösemili Çocuklar Haftasında yayınladığı mesaj ile lösemiye dikkat çekti.
İl Müdürü Serkan Kadir Keskin, yazılı olarak yayınladığı mesaj şu şekilde; “Çocukluk çağı kanserlerinin yüzde 30’unu lösemiler (kan kanserleri), kalan yüzde 70’ini de lenfoma ve solid tümörler (organ ve çeşitli dokulardan gelişen kanserler) oluşturmaktadır. Çocukluk yaş döneminde sıklıkla görülen kanser türleri, dağılımları, tedaviye yanıt oranları ve uzun sureli sağ kalım açısından erişkin yaş grubunda görülen kanser türlerine göre farklılıklar göstermektedir.
Akut lösemi çocukluk çağının en önemli hastalıklarından biridir. En sık rastlanan çocukluk çağı kanseri olması yanında 15 yaşın altında önde gelen ölüm nedenlerindendir. Akut lösemide tanı ve tedavi uygulamalarındaki yenilikler, destek tedavilerinin gelişmesi ve daha etkili ilaç birlikteliklerinin uygulamaya girmesi gibi son yirmi yıldaki gelişmeler; hastaya özgü tedavilerin seçilebilmesini ve daha uzun süre yaşama şansı verirken diğer yanda daha az kemoterapi toksisitesi sağlamaktadır. Bazı lösemi tiplerinde hasta çocukların %80-90'ı tekrarlama olmadan, 5 yıl süre ile sessiz kalabilmekte ve bu hastaların tamamen iyileşme ile sonuçlandığı söylenebilmektedir.
Çocukluk yaş grubunda Lösemi, başlangıç evresinde bulgu verebileceği gibi ender olarak ilk dönemlerinde bariz bulgu vermeden de seyredebilir.
Lösemi belirtileri şu şekilde sıralanabilir; Kansızlık (anemi), Enfeksiyonlara yatkınlık, sık hastalanma, yüksek ateş, Çeşitli kanamalar (burun kanaması, diş eti kanamaları, cilt altı kanaması gibi), ciltte sık sık çürük/morluk oluşumu, kesik oluştuğunda kanamanın güçlükle durdurulması, İştahsızlık, kilo kaybı, Dalak ve/veya karaciğerde büyüme, Lenf düğümlerinde şişlikler (ciltte ele gelen yumrular), Halsizlik, solukluk, çabuk yorulma, çarpıntı, Kemik ve eklemlerde ağrılar, şişlik ve hareket kısıtlılığı, Çocukluk çağı kanserlerinin genetik nedenleri kanserli çocukların yalnızca küçük bir kısmında geçerlidir.
Lösemileri erken saptamanın en iyi yolu, söz konusu hastalığın olası belirtilerini gözden kaçırmamaktır. Dolayısıyla ebeveynlerin farkındalığının artması hayat kurtarıcı rol oynamaktadır. Erken teşhis edildiğinde, löseminin de etkili tedaviye yanıt verme olasılığı daha yüksektir ve daha yüksek hayatta kalma olasılığı, genellikle daha az maliyet ve daha az tedavi protokolü ile sonuçlanır. Tanı, esasen hastanın şikâyet ve muayene bulguları değerlendirilirken lösemi ihtimalinin göz önünde bulundurulmasına dayanır.
Çocukluk çağı lösemilerinin en sık başvuru bulgularının, hastayı ilk gören hekim tarafından bilinir olması hastanın vakit kaybetmeden tanı ve tedaviye ulaşmasını sağlamada en önemli faktördür. Erken tanı 3 bileşenden oluşur; Ailelerin ve birinci basamak sağlık hizmeti sağlayıcılarının hastalığın belirtilerine ilişkin farkındalığı, Doğru ve zamanında klinik değerlendirme, tanı ve evreleme (kanserin ne ölçüde yayıldığının belirlenmesi) Hızlı tedaviye erişim için bilgilendirme ve yönlendirme. Çocuklarda lösemi tedavisi, ülkemizde Genel Sağlık Sigortası kapsamında olup ücretsiz yapılmaktadır. Tüm çocuklarımıza lösemiden uzak sağlıklı bir gelecek dilerim.” (Necdet Pekmezci)
Yorum yapın