Geçtiğimiz günlerde gündeme gelen ‘yenidoğan çetesi’ ile ilgili Balıkesir Tabip Odası “Hekimler olarak çok üzgünüz: piyasalaşan sağlık sistemi ölüm saçıyor! Bugün bebekler ölüyor, ticarileşen sağlıkta yarın kimlere sıra gelecek bilemiyoruz. Her kademedeki sorumlular hesap vermelidir…” ifadesinde bulundu. Basın açıklamasında şu sözlerine yer verildi;

“Türk Tabipleri Birliği Balıkesir Tabip Odası olarak sağlıkta dönüşüm programıyla ve sağlığın ticarileşmesiyle sağlık sistemimize giren açgözlülüğün kurbanı olan ailelerin, bebeklerin, etik değerlere bağlı meslektaşlarımızın ve sağlık çalışanlarının yanındayız!

Bildiğimiz gibi, İstanbul’da çok sayıda bebeğin, aralarında hekimlerin ve sağlık çalışanlarının da olduğu bir çete tarafından tıbbi gereklilik olmadığı halde anlaşma yaptıkları özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yönlendirildiğine, bu sayede Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan ve ailelerden haksız gelir elde edildiğine ve daha vahimi bebeklerin bir kısmının yoğun bakım takipleri sırasında hayatını kaybettiğine ilişkin haberleri yakından takip ediyoruz. Öncelikle belirtmek isteriz ki olay hekimlik değerleri bir yana, insanlık değerleri ile bağdaşmayacak niteliktedir ve hiçbir gerekçe hekimlik değerlerinin ayaklar altına alınmasını haklı çıkarmaz. İstanbul Tabip Odası konuyla ilgili resen soruşturma başlatmıştır. Meslek etik kurallarını ihlal ederek mesleğimizin saygınlığına, onuruna, kutsallığına leke sürenlerin, sağlık çalışanlarına ilişkin güven duygusunu zedeleyenlerin, halkın sağlığını riske atanların hak ettikleri cezaları almaları için bugüne kadar olduğu gibi titizlikle çalışmaya devam edeceğimizi kamuoyu ile paylaşmak isteriz.

Ayrıca olayda ciddi bir denetim eksikliği olduğu da açık olup yürütme ve denetim görevini elinde tutan İstanbul Sağlık Müdürlüğü yetkililerinin görevlerini ihmal ettiklerini, yıllardır sürdüğü anlaşılan bu tezgâhın geç ortaya çıkmasından sorumlu olduklarını ve adalet önünde hesap vermeleri gerektiğini, bunun da takipçisi olacağımızı duyurmak isteriz.

Diğer yandan bu olayın, ülkemizde hekimlerin ve sağlık çalışanlarının çok büyük bir kısmının her zaman büyük özveriyle ve sadece halkın sağlığı için çalıştıkları ve bundan sonra da çalışmaya devam edecekleri gerçeğini gölgelemesini istemiyoruz ve buna izin vermeyeceğiz. Pandemi ve afet dönemlerinde de gördüğümüz üzere hekimlerin ve sağlık çalışanlarının hemen tamamı etik değerlere bağlıdır ve görevini en iyi şekilde yapmak için çabalamaktadır. Topluma karşı görevini en iyi şekilde yapmaya çalışan hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının arkasında olduğumuzu vurgulamak istiyoruz.

Olayın kamuoyunda yarattığı infial sonrasında yenidoğan yoğun bakım hizmetini bu çeteye taşeron usulüyle teslim eden 10 hastanenin ruhsatlarının iptal edilerek kapatıldığını öğrenmiş durumdayız. Olaya karışan özel sağlık kuruluşlarının ve yöneticilerinin cezalandırılması mutlaka gereklidir. Ancak denetim görevini yerine getirmeyen kamu otoritesinin kendi hatasını telafi etmek için hastaneleri kapatması olayla hiç ilgisi olmayan, özveriyle işini yapan bir yandan da geçim derdinde olan sağlık çalışanlarını işsiz ve güvencesiz bırakmıştır.

Önemle vurgulamak isteriz ki bu vahim olay birkaç vicdan ve ahlak yoksunu sağlık çalışanının, hastane yöneticisinin suça karışmasından ibaret olmadığı gibi bu kişilerin cezalandırılması ile geçiştirilecek ve telafi edilecek nitelikte de asla değildir. Bunu çok aşan ve sağlık sistemiyle ilgili ciddi bir sorunla, ülkemizde yıllardır uygulanan sağlık politikalarının iflasıyla karşı karşıya olduğumuz açıktır.

Yaşananlar, yıllardır kamuoyunu ve yetkilileri uyardığımız bir gerçeği, Sağlıkta Dönüşüm Programı adıyla bilinen sağlığın özelleştirilmesi doğrultusunda uygulanan sağlık politikalarının halkın yararına olmadığı ve sağlık sisteminde yıkıcı sonuçları olduğu gerçeğini inkâr edilemeyecek şekilde ortaya koymuştur.

Sağlık hizmetini sıradanlaştıran, niteliğe değil niceliğe önem veren, hastaneleri ticarethane ve hastaları müşteri haline getiren, sağlığı piyasa kurallarına teslim eden Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlık sistemimizi çökertmiştir.

Halk sağlığına, hekimlik değerlerine ve sağlık çalışanlarına zarar veren, ülke kaynaklarının bir avuç insanın çıkarına boşa harcanmasına yol açan ve bu son olayda gördüğümüz gibi insanlık değerlerinin ayaklar altına alınmasına neden olan politikalar bir an önce terk edilmelidir.

Biz Balıkesir Tabip Odası olarak ülkemizin maddi ve insan kaynaklarının halkın ihtiyacı olan eşit, ulaşılabilir, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti sunan bir sağlık sistemi kurmaya yeteceğini biliyoruz. Yöneticileri, halkın sağlığını piyasanın insafına bırakan sağlık politikalarını bir kenara bırakarak, koruyucu hekimlik ve birinci basamağın güçlendirildiği, sağlık çalışanlarının iyi koşullarda güvenli ve güvenceli çalışabildiği, verilen hizmetin sayısının değil niteliğinin ve topluma katkısının değerlendirildiği bir sağlık sistemini hayata geçirmeye çağırıyoruz.

-Ailelerin, bebeklerin her konuda yanındayız üzerimize düşen görevleri hızla yapacağız.

-Piyasacı sağlık sisteminin bütün zorlamalarına karşın etik ilkelerden ödün vermeyen meslektaşlarımızın, sağlık çalışanlarının her zaman yanında olmaya devam edeceğiz.

-Ücretsiz, eşit, ulaşılabilir, nitelikli, kamusal bir sağlık sisteminin mümkün olduğunu biliyoruz. Sağlıkta dönüşüm programından, sağlığın ticarileşmesinden ve taşeronlaştırılmasından derhal vazgeçilmelidir

-Gerekli denetimleri yapmayarak vahim sonuçlara neden olan dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü, Sağlık Bakanı ve diğer kamu yetkilileri kanun önünde hesap vermelidir.

-Kapatılan hastaneler kamuya devredilmeli, burada çalışan meslektaşlarımızın ve sağlık çalışanlarının hakları korunmalıdır.

-Şu da artık netleşmiştir ki… Her türlü sağlık denetimlerinde meslek odaları ve sendikaları da sürece dâhil edilmesi şart olmuştur. Konuyla ilgili tüm yasal ve idari süreçler açık ve şeffaf bir şekilde yürütülmelidir.

-Mogagni’nin “Ölüler yaşayanları eğitir” diye bir sözü vardır. Umarım bu ölümler bu kötü gidişatı değiştirmek için bir kıvılcım olur. Aksi takdirde daha çok genç bedenler piyasalaşan bu sağlık sisteminin kurbanı olacaklardır.

-Kamuoyuna saygıyla duyurulur…”

Haber: Ceren ÖZDEN