Merhaba Değerli Okuyucularım; Bugün sizlere Türk Tarihine Yön veren Türk Kadın Şairlerimizi tanıtacağım;

Ellerinizde mis kokulu kahve ile keyifle okumanız dileğimle;

1928 yılında basılan Irmak adlı  16 sayılık derginin 12 sayısında yer alan Osmanlı devri Türk Kadın Şaireleriyle ilgili yazılar şunlardır:

1- “Balıkesir Şâ’irleri: Fâtıma Kâmile Hanım” 15 Şubat 1928,

2-“Türk Kadın Şâ’irleri: Fâtıma Nigâr Hanım” 15 Mart 1928,  

3-“Edebî Tedkîkler: Makbûle Lem’ân Hanım” 1 Nisan 1928,  

4-“Türk Kadın Şâ’irleri: Ânî Hanım (Bir Latîfe)” 15 Nisan 1928,

 5-“Edebî Tedkîkler: Leylâ Hanım (Bir Hikâye)” 15 Mayıs 1928,

6-“Edebî Tedkîkler: Tûtî Hanım”1 Haziran 1928,

 7-“Türk Kadın Şâ’irleri: Zeyneb Hanım”15 Haziran 1928,

8-“Türk Kadın Şâ’irleri: Şeref Hanım” 1 Ağustos 1928.

9-“Türk Kadın Şâ’irleri: Mihrî Hanım” 15 Ağustos 1928,

10- “Türk Kadın Şâ’irleri: Râhile Sırrî Hanım”  Teşrîn-i Evvel 1928,  

11-“Türk Kadın Şâ’irleri: ’Âdile Sultân” Teşrîn-i Sânî 1928,

12-“Türk Kadın Şâ’irleri: Zübeyde Fıtnat Hanım” Teşrîn-i Sânî 1928.

1-Fâtıma Kâmile Hanım

“Balıkesir Şâirleri: Fâtıma Kâmile Hanım”15 Şubat 1928.

Balıkesir’de Keşkek-zâde ailesine mensûb Hâcı Mehmed Efendi nâmında bir zâtıñ kızıdır. 1255 senesinde doğmuş ve 1339 târîhinde vefât etmiştir. Babası, tahsîl ve terbiyesine itina göstermiş, Tırpancı-zâde Fahreddîn Efendi gibi memleketçe tanınmış öğretmenlerden ders görmüştür.

Şiirleri arasında hatâlı kalem mümâreselerini añdıran parçalar az bulunmadığı için kendisine Hudâyî-nâbit bir şâ’ir nazarıyla bakılmıştır.

Terğîb-i ’ilme dâ’ir manzûmesinden:

’İlimdir bil dü ’âlemde sa’âdet

 Hudâ ’indinde bir makbûl ’ibâdet

Kılur kadrini ’âlî kimde olsa

’İlim medhinde bulunmaz nihâyet

2-Fâtıma Nigâr Hanım

 “Türk Kadın Şâ’irleri: Fâtıma Nigâr Hanım”15 Mart 1928.

1287 târîhinde İstanbul’da doğan ve 1334 senesinde ölen Fâtıma Nigâr Hanım Macar Osman Paşa’nıñ kızıdır. İstanbul’uñ kibâr sınıfına mensûb annesinden aldığı müstesnâ terbiye ile fikren, rûhen gelişmiş ve Kadıköy Kız Fransız Mektebi’nde henüz tahsîlini görmeden  evvel, yani on dört yaşında iken şiir yazmaya başlamıştır. Lisân ögrenme husûsundaki kâbiliyyeti fevkalâde denilecek derecede idi. Vâkıf olduğu Fransızca, Almanca, Rumcayı anadili gibi kendilerine mahsûs şîvelerle, gâyet tatlı bir sûretde konuşur, okur, yazar ve bu lisânlarla yazılı olarak kedini ifade ederdi. Nigâr Hanım’ıñ nazarında ’aşkıñ, şiirî meziyyetinden başka bir kıymeti yoktu. Eñ ziyâde sevdigi ilm ve fazîlet idi.

Nigâr Hanım, ’ilmî servete mâlik olduğu gibi mâddî servete de mâlikdi. İstanbul’da Nişantaşı’nda ve Boğaziçi’nde sayfiyye ve konakları vardı.

“Her Şey Seni Söyler” manzûmesinden:

 Seni görmez olunca dîde-i ter

 Seni ’arz eyliyor semâdaki fer

 Seni ta’rîf ider ziyâ-yı kamer

Seni söyler hurûş iden dereler

 Seni söyler hezâr-ı gam-perver

Seni yâd itdirir nücûm-ı seher

 Seni sevdi seni dil-i muğber

  Seni ihtâr ider baña her yer

3-Makbûle Lemân Hanım

 “Edebî Tedkîkler: Makbûle Lem’ân Hanım” 1 Nisan 1928,

Edebî Teceddüd devrinde yetişen şâir hanımlarımız arasında zikre şâyân bir de Makbûle Lem’ân Hanım vardı. Babasınıñ yegâne kızı olmasından ve  nâzlı büyütülmesinden dolayı Nigâr Hanım gibi yabancı okullarda  derecât-ı tahsîliyyeyi göremedi ise de zamânıñ kuvvetli edebî cereyânından zevk alarak  kendini geliştirmiştir. İlk şöhretini Hazîne-i Fünûn dergisine gönderdigi yazılarla kazandı. Bi’l-âhire Hanımlara Mahsûs Gazete ve sâiredeki neşriyyâtı ile ’âlem-i edebiyyâtda oldukca mühim bir mevki’ tutmuştur.

“Kadınlık” nâmındaki neşîdesinde:

Kadınlık rûh-ı ma’nâ-yı fazîlet

Kadınlardan gelir efkâra vüs’at

Nezâketler içinde bir metânet

 Nümâyândır kadınlarda hakîkat

 İderse ’ilm ile eş’âra rağbet

Kadınlarca olur bir başka zînet

 Dirâyetden alır nûr-ı melâhat

 Yürür bir intizâm üzre ma’îşet

4-Ânî Hanım

 “Türk Kadın Şâ’irleri: Ânî Hanım (Bir Latîfe)” 15 Nisan 1928,

 Birinci Selîm’iñ musâhibi meşhûr Hüseyincan sülâlesine mensûb bulunan ve 1122 târîhinde ölen şâ’ir Ânî Fâtıma Hâtûn hakkında Mîr-zâde Sâlim Efendi tezkiresinde mezkûr bir latîfeyi me’âlen iktibâs iderek ’arz ediyoruz. Üsküdarlı Sırrî dinilen gâyet şakacı, hoş-sohbet zâtıñ biri şâ’ir Ânî Fâtıma Hâtûn’uñ oğlu Mehmed Efendi ile çok iyi görüşürmüş, hattâ gece gündüz demez evlerine gider gelirmiş. Aralarındaki bu teklîfsizlikden dolayı bir gün yine dostunuñ evine gitmiş, gece orada kalmış, sabâha kadar sohbet etmişler. Nihâyet her ikisi de istirâhat için yatak odalarına çekildikleri sırada Üsküdarlı Sırrî bir mu’ziblik düşünmüş, yatdığı odanıñ öñünde bulunan biraz yüksek tahtanıñ üzerinde dâ’imâ duran annesiniñ (ya’nî Ânî Hanım’ıñ) dîvânını uzanıp almış, içinde yazılı gazel ve kasîdeleriñ makta’larındaki isimleriñ “nun” harflerini “mim” yapmış ve kitâbı kapayarak -gürültüsüzce- yerine koymuş

Ânî Hanım’ıñ tercüme-i hâlini yazan tezkireleriñ biri birinden alarak misâl olmak üzere gösterdikleri mecmû’ şiiri şunlardır:

Hayâl-i ’ârızıñla dîde sahn-ı gülsitânımdır

Açılmış şerha[lar] sînemde nahl-i ergavânımdır

Ümîd-i vuslatıñ ey kaşları yâ sîneden çıkmaz

 Hayâl-i tîr-i gamzeñ Âniyâ hâtır-nişânımdır

5-Leylâ Hanım

“Edebî Tedkîkler: Leylâ Hanım (Bir Hikâye)” 15 Mayıs 1928.

“Moralı-zâde” yâhud “Fu’âd Paşa akrabâsı” diye añılan Leylâ Hanım, ba’zı hâlleriyle zamânınıñ ’âdet ve ’an’anâtına ri’âyet etmemesinden ve şiirleri Balıkesirli Mehmed Gazâlî’nin “Türk Kadın Şairleri” Başlıklı Yazı Dizisi Üzerine söylemesinden dolayı halkıñ teveccühünü kazanmış, daha doğrusu açık görüşlü olarak tanınmış bir şâirdir.  Gencliginde yanî şâirlige ilk başladığı vakitlerde şiir ilhâmıñ verdiği neş’eye göre hayâtı takîb etmek,ma’nevî bağlardan âzâde yaşamak,

Fenâ dünyâda sâkî maksadım hep ’îş ü ’işretdir

 Amân bir bâde sun ’ayyâşıña eyyâm-ı ruhsatdır

 

6-Tûtî Hanım

“Edebî Tedkîkler: Tûtî Hanım” 1 Haziran 1928.

 Henüz genç iken zamânınıñ şuarâsı arasında az çok şöhret kazandığı añlaşılan Tûtî Hanım, sarâya mensûb bulunmasından dolayı kendisini tanıyan ba’zı nedîmler tarafından meşhûr şâir Bâkî’ye tezvîci husûsunda Kânûnî Sultân Süleymân’a iltimâs edilmiş, Kânûnî de muvâfık görerek Bâkî ile izdivâclarına irâde eylemişdir.

Bağteten olmuş iken tûtî gurâba hem-nişîn

 Yine şekvâyı gurâb eyler garâbet bundadır

Hatice Şirin Uyanık

Hadjimoukoff

Yazar-Araştırmacı-Şair-Ressam-Bestekar-Spiker-Mezzo Soprano-Eğitmen-Traveler&...